Yazı,şiir,sinema ve öykülerden keyif alanlarla bir paylaşım denemesi,... Hoşgeldiniz sefalar getirdiniz

Sunday, June 04, 2006

sevgi isiklarini kapama-muzikli oyku

Sevgi Isiklarini Kapama

Ucaktaydilar,
nereden geldiklerini bilmeden , sanki nereye gideceklerini biliyorlardi.
Ankaraliydilar ama kalplerinin kaldigi sehir, istanbula bir etkinlige gidiyorlardi .

Kadin ucak daha pistte tam durmadan yerinden kalkti ,ilerledi cebini de coktan acmisti.
Tuvaletin onunde iceriden cikan bir erkege yol vermek icin mecburen durakladi.
Bu cola turka istedigi icin nedensiz antipati duydugu adamdi, ama yabanci gelmedi .
Yuzune onunda baktigini gorunce, boncuk dogala yakin mavisi lensli gozlerini kacirdi.
Son yillarda artik isimler silinmeye, yuzleler daha cok tanidik gorunmeye baslamisti.

Adam birden yuzunu donup dik ama sevecen bir sekilde gulumsedi,
Ardindan,sicak, yalin, olculu, tok ve tanidik bir sesle
`merhaba siz benim ilkokulda ki arkadasim Fatma Kuzeyli olabilir misiniz`
Aslinda ilk askim demek isterdi ama beceremedi

ve o an kadinda onu hatirladi
adamin kafasinda ki ak saclari, kizila calan kestane kahverengisi dusunse
hafif kamburu cikan omuzlari diklestirse
kirisikliklari silse
o Muhammet Salim Kaya idi
25 yildir gormedigi yukselisten arkadasi idi.
`evet benim `dedi cok sasirarak Fatma
ne kadar degissen de bende seni unutmadim demek istermiydi

yolcularin inisi bitmis
ucakta en sona kalmislardi
cebinin mesaj sinyali caldi
arayanlari vardi ve coktu da fatmanin
dis yasamin gurultusu olanca yogunluguyla oradaydi
sofore `bekle biraz dedi arabayi biraz sonra alacagim`
salimse havasin servisini hic dusunmedi bile nasilsa 25 yil beklemisti bir 2 saat gecikse ne farkeder ki

kahve icerken sadece gozlerinin konustugunu farkettiler
aslinda salim izliyordu gazetelerden ve biraz biliyordu yasamini ,
ingiltereden doner donmez 1 sene acikta kalan fatmanın hacettepe gidayi bitiremeden varlikli bir malatyali ailenin hoduk ogluyla evlendigini
1 kizi oldugunu (esinin ailesi erkek cocuklari olmasi icin bastiriyordu ama 40li yaslar riskliydi)
yazlarini bodrum cesme arasi bolduklerini de duyuyordu
ve estetik mucizesi olsa da vucudu,o saf bakislarina degisiklik yapilamadigini

ama Fatma bilmiyordu Salim’in birincilikle kazandigi siyasaldan sonra
ozel sektorde halen ucretli olarak kaldigini bilemezdi.
kit kanaat gecindigini ,
kari-koca calisiyor olmalarina ragmen batikentte oturduklarini
hos bilse de ne farkeder ki
o kadar cok var ki bu tip ortalama yasantilardan ha bir eksik ha bir fazla birsey degismezdi

uzatmali ve erken cikislari okulun dilindeydi
babasi Fatma’nin careyi ingiltereye gondermekte bulmustu
lise onlari ayirsa da esas ayirim siyaseten farkli ailelerden olmalarindandi
koptular ama canlari cok acidi, icleri yandi
oyle filmlerde ki gibi karsilassalarda filmler gibi kacamadilar
zaten gerceklerde fon muzigi olamazdı ki




cok sey yoktu anlatilacak, sevgilerinin derinligine ve safligina dair
ankaranin en iyi ikinci okulunda kesisen yollari
bir daha biraraya gelmemek uzere ayrilmisti
bir orta son haziraninda kederli, buruk, kopup tutmayacak birer ayri fidan gibi koklerini toprakta birakarak ayrilmislardi

ayni seyleri dusunduklerine emin olarak aklindan bunlar gecerken fatmaya kalacakmisin dedi hafif tereddutlu.
Kalacakti.
the marmara ile, taksimde ki salimin sevdigi pera palas cok uzak sayilmazdi
aksam kiwanees odullerini alir almaz ona ugrayacagini soyledi fatması.
arayan esine telefonda neden cayenne`i gondermedigini dizel pathfinder`inda cok gurultu yaptigina yakinirdi aslinda salim olmasa, ama bir tuhaflik vardi kendinde anlamlandiramadigi

aksam 23 siralari resepsiyondan bulustular
egitim verdigi mekanla arasinda 3 adim olmasina ragmen kosarak gelmisti salim.
bir votka martini dedi fatma,salimse icmiyordu bir suredir
hafifden dine baglanmisti anasini erken ve aniden kaybettiginden beri
mulkiyede ki ulusalci sosyalistler gibi mumtaz hocaya hicte baglanmamisti
fettulah hocaefendiyi derin bir takdirle okurdu zaman gazetesinde.
esi turbanli degildi ,isterse takabilirdi mesela hic makyaj yapmazdi
ailesi basortuyluydu , cankiri da basi acik anne cok yoktur aslinda
tanri onlara kolaylikla bir cocuk vermediginden itibarende cumalara gidiyordu
gec gelen tek oglu icin yaradana yatip kalkip sukrediyordu


dogumgunu oldugunu duyunca olamadigi dogum gunlerini animsayip biranda elini tuttu fatma salimin
sanki tutmasa bir 25 yil daha bekleyemeceklerdi ellerinden kayip giden bu an icin

adeta film muzigi gibi ercan saatcinin sozlerini ferhat gocer`den calmaya basladilar
ya da seferad soyluyordu ama mutlaka sozler ayniydi
belkide fonda ki muzik hep vardi da yeni farkettiler
`
Yoksun yine varlığım sürünüyorSensizliğim bilinmiyorSen gittin gideli ellerim hep titriyorKalbim bu acıyı saklıyorYıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedimBu sevdayı kalbime gömdüm ve sen öldünŞimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorSeni son gördüğüm yerde yıllar sonraO gün geldi yine aklımaBu kez bir elimde kızım içimde fırtınaGöçüp gittiğin o yoldaSen varmışsın gibi her gece ışığı kapatmadım Gel gör ki ben hala yokluğuna alışamadımŞimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorÇok zor o kadar yıl sonra itiraf etmekBu aşkı bertaraf etmekBu kez sana söyleyecek ne çok şey vardıİsterdim bak unutmadım demekYıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedimSen öldün ben bu sevdayı kalbime gömdüm Şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorBugün doğum günün yanında değilimBu yüzden hiç iyi değilimYaşlandım artık bıraktığın gibi değilimÜstelik bir kızım var evliyimYıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedimBu sevdayı kalbime gömdüm ve sen öldünŞimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorSen varmışsın gibi Her gece ışığı kapatmadımHastayım hiç kimse bilmiyor`
Bu sarki olene yazilmis bir agitti
Yani turkce popun requemi denebilirdi
Ayrilik olumden beterdi
rolleri degistirerek bu onlarin sarkisi olmaliydi

uyandiginda fatma florya sahil de ki evdeydi
basi catlayana degin agriyordu ama huzursuz degildi
salimse gece biraktigi gibi giyinik bergerden donuk bakiyordu
elinde bir sise dibi gorunmus sarap
ve bir kalp ilaci kutusu yaninda not;
`
seni gordugum anda anladim ki ,
yiten bos zamana dayanamiyorum
aska inancimi kaybettigim yillara yenik dusuyorum,
her gecen gun curuyorum bu yasanasi dunyada
tutunamayanlarin bir kotu kopyasiyim sen olmayinca
sana buruk bir veda ediyorum,lutfen bana kizma
eger mumkunse benim icin isiklari kapama ben karanliktan korkarim bilirsin
sadece senin degil
saf ve katiksiz askin oldugu her yanda olacagim umarim hissedersin`
baris emek

1 comment:

Anonymous said...

Belki de yuzuncu okuyusum degisik versiyonlarini bu oykunun. Her seferinde bogazimdaki yumrugu yutabilmek ve gozumde biriken boncuklari dondurabilmek icin bes dakika ortamdan uzaklasmam gerekiyor...

About Me

http://edebiyat1903.blogspot.com/ http://arkadyasitesi.blogspot.com/