Yazı,şiir,sinema ve öykülerden keyif alanlarla bir paylaşım denemesi,... Hoşgeldiniz sefalar getirdiniz

Monday, November 27, 2006

dondurmam gaymak'tan aklimda kalanlar

vizyona kasim sonu girdi ve yabanci film oscar adayi oldugu icin merak ediliyordu.
ben oncelikle begendigimi ve o kucuk dunyalarimizda sakli buyuk kaygi ve sevinclerimizi gosterdigini dusunuyorum.tamamen mugla ulada gecen ve 1-2 rol disi yore halkinin oynadigi bu film gorulmeye deger. mehmet ali alaboranin koclugunu yaptigi ekip cok iyi bir yasam kesiti vermisler.
filmi gorecekler icin detayli anlatmayacagim ama ilginc noktalari paylasmak istiyorum.
insanlarin kisir dunyasinda yasadiklarinin hafife alinmayacagini dusundurttu. turk insaninin araya sikistigi cami konusu cok olculu ve rahatsiz etmeden aktarilmisti. batil olamayan bir imam, yasamin icinden kuran kursu ve 5-6 cemaatli namazlar kadar odpli aydinin replikleri,icki-ezan cakismasi,halkin toplumsal olamayan bencilligi guzel kurgulanmisti. vurucu ve sempatik yani salt celiskiler degil birde guncel yasami susleyen ege agzi ,lehcesi iken oscara bu tercume engel olacaktir diye dusunuyorum.goruntuler kader kadar vurucu degildi ama bence iyi bir filmdi.
baris
odtu mezunu bir agbeyimizin yorumuda su sekilde
"Arkadaslar, dun aksam bostanli kipada izledik dondurmam gaymakfilmini. ..masalsi bir anlatim ve mugla ve yoreden cok guzel bir cekim var.ilk yari biraz durgun gibi fakat ikinci yari daha hareketli. ..ev yapimi dondurmacinin marketlere ve holdinglere karsi durusu cok guzel,esnaf dayanismasi,komsuluk ,filmde cocuklugumuzda gordugumuz hemen tum olaylar birer birer anlatiliyor. ..mugla ve cevre kasabalardaki cekim cok carpici,muglada eski carsinin ortasindaki camli cami kucuk sokaklar,iyiki muhafaza edilmis,her gittigimde gezmekten keyif aliyoruz. ..ayrica cocuklarin derede yikanma ,yuzme sahnesi var dikkatle izleyin.bu sahne cine yatagan arasindaki erozyon gecirmis gnays(metamorfizmaya ugramis granit formasyonu)lerin arasindan akan cok hos bir cay kenarinda cekilmis sanirim.simdi baraj yaptilar ve cayin onemlibir kismi yoldan gorulemiyor eskiden cine yatagan arasi cok guzeldi ,turkiyede belkide dunyada rastlanamiyacak bir manzara ,cok buyuk ,cayin asindirip yuvarlaklastirdigi ve masallarda rastalanacak dev hayvan figurlerine benzeyen bu taslarin arasindan donerek akan durgun bir cay,20-30kml.lik bir ruya yolu.yatagandaki mermer ocaklarina giderken hep buralarda neden bir film cekilmez diye dusunmusumdur,simdi cok az da olsa buralari da gosteren bir filmi gorduk. ..filmde gecen turkce ise ayri bir alem yore agzini cok guzel vermisler ,zaten filmi muglalilar oynamis,tamam da ingilizceye nasil tercume edebildiler acaba ,bir suru deyim varki sadece bize mahsus. hosca kalin vaktiniz olursa gorun derim,ama sadece filmi degil canim cine yatagan arasindaki yolu,yaniniza bir fotograf makinasi alarak tabii.hele bu mevsimde hava limonata gibidir.tam doga yuruyusu havasi, Turker Zorlubas(mad.73)"

Wednesday, November 22, 2006

Evlilik ya da ilişkiler bir yelkenliye benzermi?

bunun gibi basit ,küçük ,tekil ama kullanışlı birtanesine desek;


ya da bu katamaran gibi daha renkli , nispeten güzel ,sağlam , devrilemeyecek ama daha suya değmemişmi? bembeyaz kumlar üzerinde olupta esas amacı olan denizle tanışmamış,yelkenlerine henüz rüzgar dolduramamış gibi mi?








Aslında kimin ne düşündüğünü nasıl göründüğünü önemsemesek, daha engin denizlere bir yelkenli de ama kalabalık gitsek daha güzel görünüyor. Yarin yanağından ayrı herşeyde ortaklık gibi,bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine ...







bir diğer olasılıkta, çok farklı yelkenliler ile ayrı ayrı ama aynı yöne gitmek, yani dünyayı farklı pencerelerden ama aynı yöne bakarak,görerek yaşamak.Sizin ilişkiniz hangi yelkenli resmine uyar bilmiyorum .




Nereden mi çıktı Ankara’nın göbeğinde,kışın ortasında bu bitmeyecek özlem?
Bizim tekne bugün 15 yaşına girdi.
iki kişi yola çıktığımız mürettabatsa 10 yıldır 3 kişi.
ve onlarca liman gezildi,bir sürü fırtına atlatıldı.
ancak biliriz ve eminiz ki güvenli limanlar için yapılmadı bu yelkenli.
Tabii ki bakım gerekti ama alabildiğince güzel devam etti.

Ve bundan sonra birşeyi kökten değiştirmeden, anlayışla kabul ederek ve severek,diğer teknelerle birlikte denizlere düşmeden, o bilinmeyen ufuğa gidiyoruz.
Bir sonsuz doğu ki o kapı, başımızı eğmeden dik geçip batan veyan doğan güneşe karışacağız.
Sadece toprak veya hava değil biz deniz de olacağız.


Barış Emek Ergin 22-11-2006

Tuesday, June 20, 2006

odtu 89 mezunu arkadasin erken olumu uzerine

İnşaatçının Ölümü,
-Bir haziran sabahı trafikte yitip giden Ali Pelit anısına,

Rutindir
bir sabah uyanırsanız
İşler orada
Baharı göremeden gelen yazsa buradadır

Kalkar giyinir gidersiniz
Arabaya ve otobuse bindiğiniz anda başlar
Dış yaşamın gürültülü kalabalığının izleri
Sevgisizlik,hoyratlık ,anlayışsızlık

Çokta yaklaşmışsınızdır işyerinize
Kırmızı yanar durursunuz
Yeşildeyse koca bir gürültü
Fren sesi bile olmadan gelen bir patlama

Ve işyerinize bir soluk kala
Nefesinizi kara değil, doğal kumda
40 tonla aşırı yüklemiş bir zavallının
Kırmızıda geçen kamyonunun altında verirsiniz

Ağzınız yüzünüz kum içinde
Aklınizda belki afganistanda afili mechul öldürülen ufuk aydın varken
Onun yavrusunun ilk babasız babalar günü yaşayacağı
Veya geçim derdi,sigorta,çek,iş arayışı,patron baskısı

Oysa yaşayacak güzel günlerde vardı bilirsiniz
Ve maalesef yarım kaldı ,hissedersiniz
Eşiniz ,dostunuz sizsiz yürüyecek yoluna, üzülürsünüz
Sizse yapayalnız bilinmeyen sonsuz bir ışığa

Yaşamak güzel şeydi evet
Ama unutulursan esas o zaman öleceksin
Ne olur beni unutma diyemiyorsun
Güle güle tanıyamadığım devre arkadaşım

Tuesday, June 13, 2006

Monday, June 12, 2006

Tanrıdan Diledim SözSeslendiren: Yavuz Bingöl
Tanri'dan diledim bu kadar dilek aman aman
Bu kadar dilek
Tanri'dan diledim bu kadar dilek aman aman
Bu kadar dilek
O yarin yuzunu bir daha gorek aman aman
Bir daha gorek
O yarin yuzunu bir daha gorek aman aman
Bir daha gorek
Gel anam aman aman yanima kiyma bu yazik canima
Bir kara kasin bir kara gozun
Deger dunya malina
Bir kara kasin bir kara gozun
Deger dunya malina
Bana kismet degil dizinde yatmak aman aman
Dizinde yatmak
Bana kismet degil dizinde yatmak aman aman
Dizinde yatmak
Dizinde yatipta yuzune bakmak aman aman
Yuzune bakmak
Dizinde yatipta yuzune bakmak aman aman
Yuzune bakmak
Gel anam aman aman yanima kiyma bu yazik canima
Bir kara kasin bir kara gozun
Deger dunya malina...
Yüzü geçti karaladığım yazılarım,şiirlerim,öykülerim,
Hep aklımda resim altı sözler vardı
Şiirle bütünleşen resimler gibi
Hiç mutlu bitemeyen denemeler gibi
Bir sevgili güzel dost anımsattı

Şarkı sözü ardında neler olduğunu
Nelere değdiğini nelerin unutulduğunu
Ve artık aklımda her şarkının ardında yatan var
Kim ne oldu ne hissetti de nelere engel olamadı
Neleri çözemedi de kendini saza ,söze verdi

Sezen aksunun duyguları
Candan erçetinin sesleri
Ercan Saatçinin sözleri
Yalın’ın düşündüklerine
Şimdi de yavuz bingöl’ün sazı eklendi.

Ben türkü deyince ahmet kaya hatırlarım veya livaneli
Çok geç duydum bozlak sesini,
Neşet ertaşı,selda bağcan’ı,mahsuni şerifi
Domdom kurşununun göbek atıla diye yapılmadığını söyler ferhan şensoy
Bu türküde kurtlar vadisinde çalınsın diye mi acaba

TÜRK KÖYLÜSÜ-nazım hikmet
Topraktan öğrenip kitapsız bilendir. Hoca Nasreddin gibi ağlayan Bayburtlu Zihni gibi gülendir. Ferhad'dır Kerem'dir ve Keloğlan'dır. Yol görünür onun garip serine, analar, babalar umudu keser, kahbe felek ona eder oyunu. Çarşambayı sel alır, bir yâr sever el alır, kanadı kırılır çöllerde kalır, ölmeden mezara koyarlar onu. O, «Yûnusû biçâredir baştan ayağa yâredir,» ağu içer su yerine. Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine ve bir kerre vakterişip : «—Gayrık yeter!...» demesinler. Ve bir kerre dediler mi : «İsrafil surunu urur mahlukat yerinden durur», toprağın nabzı başlar onun nabızlarında atmağa. Ne kendi nefsini korur, ne düşmanı kayırır, «Dağları yırtıp ayırır, kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa...»

Sunday, June 04, 2006

sevgi isiklarini kapama-muzikli oyku

Sevgi Isiklarini Kapama

Ucaktaydilar,
nereden geldiklerini bilmeden , sanki nereye gideceklerini biliyorlardi.
Ankaraliydilar ama kalplerinin kaldigi sehir, istanbula bir etkinlige gidiyorlardi .

Kadin ucak daha pistte tam durmadan yerinden kalkti ,ilerledi cebini de coktan acmisti.
Tuvaletin onunde iceriden cikan bir erkege yol vermek icin mecburen durakladi.
Bu cola turka istedigi icin nedensiz antipati duydugu adamdi, ama yabanci gelmedi .
Yuzune onunda baktigini gorunce, boncuk dogala yakin mavisi lensli gozlerini kacirdi.
Son yillarda artik isimler silinmeye, yuzleler daha cok tanidik gorunmeye baslamisti.

Adam birden yuzunu donup dik ama sevecen bir sekilde gulumsedi,
Ardindan,sicak, yalin, olculu, tok ve tanidik bir sesle
`merhaba siz benim ilkokulda ki arkadasim Fatma Kuzeyli olabilir misiniz`
Aslinda ilk askim demek isterdi ama beceremedi

ve o an kadinda onu hatirladi
adamin kafasinda ki ak saclari, kizila calan kestane kahverengisi dusunse
hafif kamburu cikan omuzlari diklestirse
kirisikliklari silse
o Muhammet Salim Kaya idi
25 yildir gormedigi yukselisten arkadasi idi.
`evet benim `dedi cok sasirarak Fatma
ne kadar degissen de bende seni unutmadim demek istermiydi

yolcularin inisi bitmis
ucakta en sona kalmislardi
cebinin mesaj sinyali caldi
arayanlari vardi ve coktu da fatmanin
dis yasamin gurultusu olanca yogunluguyla oradaydi
sofore `bekle biraz dedi arabayi biraz sonra alacagim`
salimse havasin servisini hic dusunmedi bile nasilsa 25 yil beklemisti bir 2 saat gecikse ne farkeder ki

kahve icerken sadece gozlerinin konustugunu farkettiler
aslinda salim izliyordu gazetelerden ve biraz biliyordu yasamini ,
ingiltereden doner donmez 1 sene acikta kalan fatmanın hacettepe gidayi bitiremeden varlikli bir malatyali ailenin hoduk ogluyla evlendigini
1 kizi oldugunu (esinin ailesi erkek cocuklari olmasi icin bastiriyordu ama 40li yaslar riskliydi)
yazlarini bodrum cesme arasi bolduklerini de duyuyordu
ve estetik mucizesi olsa da vucudu,o saf bakislarina degisiklik yapilamadigini

ama Fatma bilmiyordu Salim’in birincilikle kazandigi siyasaldan sonra
ozel sektorde halen ucretli olarak kaldigini bilemezdi.
kit kanaat gecindigini ,
kari-koca calisiyor olmalarina ragmen batikentte oturduklarini
hos bilse de ne farkeder ki
o kadar cok var ki bu tip ortalama yasantilardan ha bir eksik ha bir fazla birsey degismezdi

uzatmali ve erken cikislari okulun dilindeydi
babasi Fatma’nin careyi ingiltereye gondermekte bulmustu
lise onlari ayirsa da esas ayirim siyaseten farkli ailelerden olmalarindandi
koptular ama canlari cok acidi, icleri yandi
oyle filmlerde ki gibi karsilassalarda filmler gibi kacamadilar
zaten gerceklerde fon muzigi olamazdı ki




cok sey yoktu anlatilacak, sevgilerinin derinligine ve safligina dair
ankaranin en iyi ikinci okulunda kesisen yollari
bir daha biraraya gelmemek uzere ayrilmisti
bir orta son haziraninda kederli, buruk, kopup tutmayacak birer ayri fidan gibi koklerini toprakta birakarak ayrilmislardi

ayni seyleri dusunduklerine emin olarak aklindan bunlar gecerken fatmaya kalacakmisin dedi hafif tereddutlu.
Kalacakti.
the marmara ile, taksimde ki salimin sevdigi pera palas cok uzak sayilmazdi
aksam kiwanees odullerini alir almaz ona ugrayacagini soyledi fatması.
arayan esine telefonda neden cayenne`i gondermedigini dizel pathfinder`inda cok gurultu yaptigina yakinirdi aslinda salim olmasa, ama bir tuhaflik vardi kendinde anlamlandiramadigi

aksam 23 siralari resepsiyondan bulustular
egitim verdigi mekanla arasinda 3 adim olmasina ragmen kosarak gelmisti salim.
bir votka martini dedi fatma,salimse icmiyordu bir suredir
hafifden dine baglanmisti anasini erken ve aniden kaybettiginden beri
mulkiyede ki ulusalci sosyalistler gibi mumtaz hocaya hicte baglanmamisti
fettulah hocaefendiyi derin bir takdirle okurdu zaman gazetesinde.
esi turbanli degildi ,isterse takabilirdi mesela hic makyaj yapmazdi
ailesi basortuyluydu , cankiri da basi acik anne cok yoktur aslinda
tanri onlara kolaylikla bir cocuk vermediginden itibarende cumalara gidiyordu
gec gelen tek oglu icin yaradana yatip kalkip sukrediyordu


dogumgunu oldugunu duyunca olamadigi dogum gunlerini animsayip biranda elini tuttu fatma salimin
sanki tutmasa bir 25 yil daha bekleyemeceklerdi ellerinden kayip giden bu an icin

adeta film muzigi gibi ercan saatcinin sozlerini ferhat gocer`den calmaya basladilar
ya da seferad soyluyordu ama mutlaka sozler ayniydi
belkide fonda ki muzik hep vardi da yeni farkettiler
`
Yoksun yine varlığım sürünüyorSensizliğim bilinmiyorSen gittin gideli ellerim hep titriyorKalbim bu acıyı saklıyorYıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedimBu sevdayı kalbime gömdüm ve sen öldünŞimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorSeni son gördüğüm yerde yıllar sonraO gün geldi yine aklımaBu kez bir elimde kızım içimde fırtınaGöçüp gittiğin o yoldaSen varmışsın gibi her gece ışığı kapatmadım Gel gör ki ben hala yokluğuna alışamadımŞimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorÇok zor o kadar yıl sonra itiraf etmekBu aşkı bertaraf etmekBu kez sana söyleyecek ne çok şey vardıİsterdim bak unutmadım demekYıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedimSen öldün ben bu sevdayı kalbime gömdüm Şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorBugün doğum günün yanında değilimBu yüzden hiç iyi değilimYaşlandım artık bıraktığın gibi değilimÜstelik bir kızım var evliyimYıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedimBu sevdayı kalbime gömdüm ve sen öldünŞimdi eşim dostum beni hastayım sanıyorYastayım hiç kimse bilmiyorSen varmışsın gibi Her gece ışığı kapatmadımHastayım hiç kimse bilmiyor`
Bu sarki olene yazilmis bir agitti
Yani turkce popun requemi denebilirdi
Ayrilik olumden beterdi
rolleri degistirerek bu onlarin sarkisi olmaliydi

uyandiginda fatma florya sahil de ki evdeydi
basi catlayana degin agriyordu ama huzursuz degildi
salimse gece biraktigi gibi giyinik bergerden donuk bakiyordu
elinde bir sise dibi gorunmus sarap
ve bir kalp ilaci kutusu yaninda not;
`
seni gordugum anda anladim ki ,
yiten bos zamana dayanamiyorum
aska inancimi kaybettigim yillara yenik dusuyorum,
her gecen gun curuyorum bu yasanasi dunyada
tutunamayanlarin bir kotu kopyasiyim sen olmayinca
sana buruk bir veda ediyorum,lutfen bana kizma
eger mumkunse benim icin isiklari kapama ben karanliktan korkarim bilirsin
sadece senin degil
saf ve katiksiz askin oldugu her yanda olacagim umarim hissedersin`
baris emek

About Me

http://edebiyat1903.blogspot.com/ http://arkadyasitesi.blogspot.com/